728 x 90

Deprem riski taşıyan illerde rantsal değil kentsel dönüşüm hayata geçirilmeli

  • In Kategori
  • KASIM 28, 2020
  • Kaynak :
  • 906 Okunma
Deprem riski taşıyan illerde rantsal değil kentsel dönüşüm hayata geçirilmeli Kategori

Turgut Yazıcı, beklenen büyük depremin çok sayıda can ve mal kaybına yol açak

Turgut Yazıcı, beklenen büyük depremin çok sayıda can ve mal kaybına yol açacağını, ülke ekonomisine etkisinin ise telafi edilemez ölçülere varacağını belirterek, “Yakın geçmişte olan İzmir depremi bize küçük bir anımsatmaydı, doğanın bize bahşettiği bu hatırlatmadan yararlanmalı ve geleceğimizi buna göre yapılandırmalıyız“ dedi.

Önlem almazsak ekonomide yıkıcı etkiler yaratacak

Yıkılan yapılar, ölümle gelen işgücü kaybı, süreçle gelen durağanlık ve belirsizlikler, sermaye ve stok kayıpları, oluşan fiziki ve ruhsal şok nedeniyle üretimin durması ve hizmetlerin sunulamamasının büyük afetlerin olağan sonuçları olduğunu belirten Turgut Yazıcı, “Telafisi mümkün olmayan can kayıplarının yanında ikincil maliyetler ülke geneline büyük yük getirecek. İkincil maliyetler üretimin yapılamaması nedeniyle ülke ekonomisinde meydana gelecek makroekonomik ve mali bozulmalardır. Bu maliyetleri bina ve taşınmaz hasarları, vatandaşların ücret kaybı, köprü, karayolu, demiryolu, iletişim hasarları, üretim kayıpları, acil durum ve yeniden yapılanma, ürün talep miktarında azalış, vergi gelirlerindeki değişimlere bağlı olarak milli gelirde düşüş, enflasyonun yükselmesi, fırsat kayıpları, ihracat-ithalat dengesizliği, güvensizlik ve belirsizlik ortamı nedeni ile yatırımların durması olarak özetleyebiliriz” dedi.

Kamu maliyesini çok ciddi etkileyecek

Afetlerin kamu maliyesini de ciddi derecede etkileyeceğini ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti:

“Büyük afetler ülkelerin ekonomik dengelerini bozuyor. Olumsuz sonuçları minimuma indirmek için ülkeler fazladan kamu harcamaları yapmak zorunda kalıyor. Türkiye ekonomisinin GSYH ve tahakkuk eden vergi rakamlarına baktığımızda ve 1. derecede deprem riski taşıyan 4 büyük ili incelediğimizde olası bir deprem durumunda oluşabilecek zarar konusunda doğru bir fikir edinebiliyoruz. İstanbul tek başına GSYH’nın %31,0’ını oluştururken, tahakkuk eden vergi rakamı içinde payı 2019 yılında yaklaşık %43,7 seviyelerinde. Dört il toplamına baktığımızda, GSYH’nın %45,5’ini dört ilin oluşturduğunu, tahakkuk eden vergi rakamının payının ise 2019 yılında yaklaşık %65,6 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Bu da İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi illerimizde olası bir deprem durumda büyük can ve mal kaybının yanı sıra ekonomik kaybın ülkemiz için ciddi boyutta gerçekleşeceğini gösteriyor. Bu gerçekler doğrultusunda 1. ve 2. derecede deprem riski taşıyan illerimizde rantsal değil kentsel dönüşüm acilen hayata geçirilmelidir.”

Birinci Derecede Deprem Riski Taşıyan Şehirler

GSYH *

Vergi **

Nüfus***

Türkiye

3.724.387.935.570

1.012.025.558.346

83.154.997

İstanbul

1.155.254.284.617

442.319.232.189

15.519.267

Kocaeli

150.172.129.642

84.145.508.975

1.953.035

İzmir

233.514.795.721

106.455.888.584

4.367.251

Bursa

155.316.700.886

30.944.645.503

3.056.120

*2018 yıl sonu

**Her İlin Toplam Tahakkuk Değeri, 2019

*** 2019 yıl sonu

Rant düzeni son bulmalı

2006’da başlayan kentsel dönüşüm seferberliğinde beklenen büyük depreme yönelik can kaybını önlemek için yenilemenin değil, rant kazancının esas alındığını da önemle vurgulayan Turgut Yazıcı, “Önceliğimiz insan ve can güvenliği kavramı olmalı. Türkiye’de alınan vergilerin yaklaşık %43,7’sini İstanbul sağlıyor.  GSYH’nın ise %31’i İstanbul’dan geliyor. İstanbul’da beklenen deprem bu rakamları etkileyecek, ekonomik anlamda telafisi gelecek nesillere kalan büyük bir ekonomik yıkımı beraberinde getirecek. Yüzbinlerin zarar gördüğü, on binlerce evin yıkıldığı bir depremde yardımın gelmesi günler, haftalar belki de aylar alacaktır” dedi.